-
1 kalbini kırmak
огорча́ть, разбива́ть чьё-л. се́рдце -
2 kalbini kırmak
күңелне кыру -
3 kâlbini kırmak
v. break one's heart, hurt, hurt deeply, shock, wound -
4 kalbini kırmak
to break sb's heart -
5 kırmak
vt1) (zer) brechenbacağını/kolunu \kırmak sich das Bein/den Arm brechenbirinin kalbini \kırmak jdm das Herz brechenkırıp geçirmek dezimieren, große Verluste zufügen2) ( forma) falzen3) ( hayran etmek) begeistern4) ( çevirmek) drehendireksiyon/dümen \kırmak das Steuer/das Ruder herumwerfenarabanın direksiyonunu sola \kırmak den Wagen nach links lenken6) comm diskontieren -
6 kırmak
лома́ть обижа́ть переби́ть* * *-i1) разбива́ть, лома́ть тж. перен.bardağı kırmak — разби́ть стака́н
hayatını kırmak — искале́чить чью-л. жизнь
hevesini kırmak — отби́ть охо́ту
kalbini kırmak — разби́ть чьё-л. се́рдце
kayak yaparken düşüp kolunu kırdı — ката́ясь на лы́жах, он упа́л и слома́л ру́ку
2) дроби́ть, коло́тьarpa kırmak — дроби́ть ячме́нь
odun kırmak — коло́ть дрова́
taş kırmak — дроби́ть ка́мень
3) перен. слома́ть, сокруши́ть; поби́тьdirencini kırmak — сломи́ть чьё-л. сопротивле́ние
dünya rekorunu kırmak — поби́ть мирово́й реко́рд
düşman hücumunu kırmak — отби́ть вра́жескую ата́ку
4) уничтожа́ть, истребля́тьkırıp geçirmek — переби́ть, уничто́жить
soğuk ekinleri kırdı — посе́вы поби́ло моро́зом
düşmanı kırmak — уничто́жить врага́
soğuk çok hayvan kırdı — от хо́лода па́ло мно́го скота́
5) понижа́ть, снижа́тьfiyat kırmak — сбива́ть це́ну
itibarını kırmak — подорва́ть чей-л. авторите́т
6) сгиба́ть, скла́дыватьforma kırmak — полигр. фальцева́ть
7) повора́чивать (в какую-л. сторону)direksiyonu sola kırmak — поверну́ть руль [автомоби́ля] вле́во
dümeni kırmak — поверну́ть руль су́дна
8) перен. обижа́ть, огорча́тьben kimseyi kırmak istemem — я не хочу́ никого́ обижа́ть
9) фин. дисконти́роватьbono kırmak — дисконти́ровать ве́ксель
10) арго смота́ться, смы́ться••- kırıp dökmek
- kırıp sarmak -
7 kirmak
2) ЗЭХЭКЪУТЭН3) КЪУТЭН, убэтэн -
8 break one's heart
kâlbini kırmak -
9 break one's heart
kâlbini kırmak -
10 күңелне кыру
kalbini kırmak -
11 βαριοχαρδίζω
kalbini kırmak -
12 break sb's heart
kalbini kirmak -
13 kalp
се́рдце (с)* * *I озвонч. -bi1) се́рдцеkalbi atmak — би́ться ( о сердце)
kalp uzmanı — кардио́лог
kalp sesleri — мед. шумы́ в се́рдце
2) разг. больно́е се́рдцеkalpten öldü — он у́мер от [боле́зни] се́рдца
kalbi var, o dağa çıkamıyor — у него́ больно́е се́рдце, он не мо́жет идти́ в го́ры
3) перен. се́рдце, душа́kalpten — от всего́ се́рдца, серде́чно
kalbini açmak — раскрыва́ть та́йну се́рдца
onda kalp denen şey yok — у него́ нет се́рдца
4) перен. се́рдце, центрTürkiye'nin kalbi Ankara — се́рдце Ту́рции - Анкара́
••- kalbini çalmakkalbi yıkmak kolay, yapmak zor — погов. разби́ть се́рдце легко́, напо́лнить се́рдце сча́стьем - непро́сто
- kalbi çarpmak
- kalbi dayanmadı
- kalbine doğmak
- kalbe dokunmak
- kalbi doldurmak
- kalbini eritmek
- kalbi ferahlanmak
- kalbi ferahlandı
- kalbine girmek
- kalbine göre
- Allah kalbine göre verdi
- kalbe işlemek
- kalp kalbe karşı
- kalbi kararmak
- kalbini kazanmak
- kalbini kırmak
- kalbiyle konuşmak
- kalbini okumak
- kalbi parçalanmak
- kalbi sızlamak
- kalbi yerinden oynamak
- kalbi yırtılmak II1) подде́льный, фальши́выйkalp altın — подде́льное зо́лото
kalp para — фальши́вые де́ньги
2) перен. лжи́выйkalp herifin biri bu — э́то настоя́щий лжец
3) никчёмныйkalp adam — никчёмный челове́к
-
14 kalp
birinin kalbini eritmek jds Herz erweichenbirinin kalbini kırmak jdm das Herz brechen -
15 Herz
Herz <-ens, -en> [hɛrts] ntim Grunde seines \Herzens esasında, aslında;von \Herzen gern canı gönülden [o yürekten];mir blutet das \Herz ( fig) yüreğim kan ağlıyor;ich tue es leichten \Herzens onu gönül ferahlığı [o rahatlığı] ile yapıyorum;schweren \Herzens istemeye istemeye;aus seinem \Herzen keine Mördergrube machen dobra dobra konuşmak;ein \Herz und eine Seele sein ( fig) can ciğer (kuzu sarması) olmak;ein gutes/goldenes \Herz haben iyi/altın kalpli olmak;etw nicht übers \Herz bringen bir şeye gönlü razı olmamak, bir şeye kıyamamak;etw auf dem \Herzen haben derdi olmak;etw auf \Herz und Nieren prüfen ( fam) bir şeyin içini dışını gözden geçirmek;jdm sein \Herz ausschütten ( fig) birine içini dökmek;jdm das \Herz brechen ( geh) birinin kalbini kırmak;jdm das \Herz zerreißen birinin yüreğini parçalamak;aus ganzem \Herzen canı gönülden;jds \Herz erweichen birinin kalbini eritmek;jds \Herz höherschlagen lassen birinin gönlünü tutuşturmak;mir ist ein Stein vom \Herzen gefallen ( fig) yüreğime su serpildi;jdn ins \Herz schließen birine içi ısınmak, birine kanı kaynamakim \Herzen Anatoliens/Europas Türkiye'nin/Avrupa'nın göbeğinde\Herz ist Trumpf kupa kozdur -
16 hurt
adj. kırgın, gücenmiş————————n. yara, bere, zarar, acı, sızı, ızdırap, üzüntü————————v. kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek, acıtmak, rencide etmek, acımak, küstürmek, ağrımak, canını yakmak, kırmak, zarar vermek, zarar görmek, incinmek* * *1. incit 2. yarala (v.) 3. yaralı (n.)* * *past tense, past participle; see hurt -
17 pain
agri, sizi; aci, istirap; bas belasi, üzmek, kirmak, incitmek, kalbini kirmak -
18 break someone's heart
(to cause someone great sorrow: If you leave her, it'll break her heart.) kalbini kırmak -
19 shock
n. şok, darbe, sarsıntı, bunalım, sarsılma, utanç, elektrik şoku, elektrik çarpması, demet, balya, taranmamış saç, karışık saç, keçeleşmiş saç————————v. kâlbini kırmak, şok etmek, sarsmak, şaşırtmak, sarsılmak, darıltmak, dehşete düşürmek, elektrik çarpmak, elektroşok uygulamak, demet yapmak, balyalamak* * *1. sarsıntı 2. şok 3. sars (v.) 4. darbe (n.)* * *I 1. [ʃok] noun1) (a severe emotional disturbance: The news gave us all a shock.) şok, sarsıntı2) ((often electric shock) the effect on the body of an electric current: He got a slight shock when he touched the live wire.) cereyan çarpması3) (a sudden blow coming with great force: the shock of an earthquake.) şok, sarsıntı4) (a medical condition caused by a severe mental or physical shock: He was suffering from shock after the crash.) şok, travma2. verb(to give a shock to; to upset or horrify: Everyone was shocked by his death; The amount of violence shown on television shocks me.) şoke etmek/olmak, dehşete düşmek- shocker- shocking
- shockingly
- shock-absorber II [ʃok] noun(a bushy mass (of hair) on a person's head.) sert kabarık saç -
20 wound
n. yara, bere————————v. kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek* * *1. yarala (v.) 2. yara (n.)* * *past tense, past participle; = wind II
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kalp (veya kalbini) kırmak — gönül kırmak Okuyucularımın hakkını yiyor hem de öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum. O. V. Kanık Hak yemek, kanuna aykırı bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyla bir türlü iş göremezdi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalp — 1. is., bi, esk., Ar. ḳalb Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalp etmek 2. is., bi, anat., Ar. ḳalb 1) Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rencide etmek — incitmek, kalbini kırmak Seni rencide ettiysem özür dilerim, ben sadece bizim hassasiyetimizi anlamanı istedim. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük